TAKDİM
Kahramanmaraş edebiyat âlemindeki
şiirler için değerli dost Ramazan Avcı’nın Valiliğin sponsorluğunda hazırladığı“Kahramanmaraşlı
Şairler Antolojisi Kahramanmaraş 2012”
ile Gerçekten bir emek mahsulü olan Cemil Çiftçi’nin “Maraşlı Şairler,
Yazarlar, Âlimler, İstanbul 2000”
adlı çalışmalarına ilgi duyanlar için hatırlatmak istedim. Hele değerli
dostlarım
Yaşar Alparslan ile Serdar Yakar’ın “ukde” yayınları arasında çıkardıkları
Kahramanmaraşlı âşıklarımızın hayat ve şiirlerini ele alan eserlerde
Kahramanmaraş ve Türk kültürü açısından çok önemli çalışmalardandır.
Bilinmesinde yarar görüyoruz.
Şimdilerde elimizde yine
Kahramanmaraşlı değerli bir aşığımızın kitabı vardır. Âşık Ali Ataş ve eseri
“anlatamadım” 2012”
kitabın hazırlamasında Araştırmacı yazar Serdar Yakar’ ın büyük destekleri
olduğu hem belli oluyor ve hemen de zaten ön sözde bir vefa olarak bu hizmet
değerlendirilmiştir. Aşığımızla aynı yaştayız. (1948) Kahramanmaraş’ta görevde
iken tanışmıştık. Kendisi Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit köyünde doğmuştur.
Babası Cerit oymağından dabanlı aşiretinden ataş Veli’dir. Annesi Cerit
oymağının kızıllı aşiretinden Karabekir’in torunudur. Âşık Ali’nin tahsili
ilkokuldur. Ayrıca köy imamından dini dersler alır.
Âşık Ali değişik işlerde çalışarak hayata
tutunmaya çalışır. Birkaç yıl gurbet gezen Ali daha sonra annesinin Çağrısı ile
köyüne döner. Evlenir 1968 yılında askere gider. 24 ay askerlik yapar. Askerlik
dönüşü Ali işsizdir. Radyo televizyon tamircisi olmayı kafaya koyar. Askerden
getirdiği elektronik kitapları okuyarak kısa zamanda radyo televizyon
tamirciliğini A’dan Z’eye öğrenir. Radyo televizyon tamirciliği ile geçinirken
bir taraftan da Şiirler yazmaya devam eder. “Anlatamadım” şiiri onun hayat
özetidir. Uzun olan şiirinden seçtiğim şu iki bent şöyledir:
-----------------
Gaflet uykusuna yatan yatana,
Gerçekleri Halk’a anlatamadım.
Durumlar sıkıntı veriyor bana,
Ben beni Cerit’e anlatamadım.
-----------------
Hep dışladı fukarası zengini,
Gizli, gizli dağıttılar fendimi,
Öfkeden sinirden yedim kendimi,
Gerçekleri Halk’a anlatamadım.
-----------------
Şiirlerinde bir taraftan bireysel
duygularını, Hayat hikâyesini ve aldığı hayat derslerini sade bir dille
anlatırken, Zaman zaman kendi yöresinin, Çağlayancerit’i kültürel özelliğinden
de yararlanarak koşmalarına konu edinmiş. Mesela “Maraş Tarhanası”nın yeri
gelmedi mi? İşte tarhana üzerine yazdığı şiirinden iki kuble tarhana diyarı
Çağlayancerit
------------------
Öksüz dağlarında uçar feriği,
Kekliğin diyarı Çağlayancerit?
Bir başkadır tarhanası firiği,
Tarhana diyarı Çağlayancerit?
-------------------
Biçiyoruz buğday ile arpasın,
Burada silersin gönlüyün pasın,
Cerit’te bulursun cevizin hasın.
Ceviziyle ünlü Çağlayancerit?
-------------------
Şair’in çok değerli gözlemleri var.
Çağlayancerit’in bir gözlemcisi ilkokul mezunu olduğuna göre güçlü bir kelime
hazinesine sahiptir. Meramını anlatmada kullandığı dilde doğrusu yabana
atılamaz. Dilin akıcılığı ve anlatımının sadeliği de onun ayrı özelliğidir. Şu
“Yaranamadım” Şiiri Ali’nin hayat hikâyesidir. Ayrıca
bu kitabın takdim yazısını yazma imkânını bana verdiği için kendisine teşekkür
ediyorum.
İlerledim amma hep adım, adım,
Zaman oldu arşa çıktı feryadım,
Şu fani dünyanın almadım tadın,
Velhasıl kimseye yaranamadım.
---------------------------
Kadir ÖZDAMARLAR.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSevgili okurlarımız bu sitemizin şifresi çalındı bir aydır siteye içerik giremiyorum.Duyurulur
YanıtlaSil